Bazen, sayfalarca yazı yazarak anlatmak istediklerinizi bir tek cümleyle de anlatabilirsiniz.

Ben de zaman zaman öyle yaparım.

Uzun bir yazı yazmak yerine, meramımı anlatacak kısa bir cümleyi tercih ederim.

İşte o cümlelerden bir kaçı:

Ufkunuz, gözünüzün keskinliği; bakış açınız, pencerenizin büyüklüğü kadardır.

Bilmediğini bilmeyenler arasında, bilmek kadar insanı rahatsız eden bir şey yoktur.

Kendi görevinden başka herkesin görevini bilenlerle yola çıkanlar hedeflerine varamazlar.

Nutuk atmayı seviyorsanız lütfen, sizi gönüllü olarak dinleyecek kimseler bulunuz.

Cehalet, Öğretmenlerle ittifak kurmuşsa yenilmesi mümkün değildir.

Yetkililerin yeterli, yeterlilerin yetkili olmadığı kurumlardan başarı beklenemez.

Zaman, zamana hükmetme zamanıdır, zamana hükmedebilen, zamanın efendisi olur.

Zalimler, subaşlarını tutmuşsa, mazlumlar için her yer Kerbela’dır.

Geçmişinin ihtişamlı levhaları ile geleceğinin karanlık ufuklarını aydınlatamayan milletler, tecrübesizliğin ve cehaletin kararttığı sahalarda yönlerini şaşırırlar.

Beyni iğdiş edilmiş birinden fikir üretmesini beklemek, öküzden nesil beklemek gibi bir şeydir.

Tanınmak istediğin gibi yaşarsan, her gün kendini tanıtmak zorunda kalmazsın.

Doğunun şafağından gözü kamaşanlar, Batının kızıllığını tercih ettiler.

Hitler, Mussolini, Stalin kafasıyla, Finlandiya eğitim sisteminin uygulanabileceğine inananlar var.

Sevdiğinizin lehinde, sevmediğinizin aleyhinde uydurulan yalanlara, sorgulama gereği bile duymadan inanıyorsanız siz de ön yargılısınız.

Alimler bana çok şey öğretti; cahiller de.

Mesainizi, farklılıklarınızı ortaya çıkarmak için değil, ortak yönlerinizi büyütmek için harcayınız. Göreceksiniz, daha güçlü ve daha mutlu olacaksınız.