Ahlat’ta yıllardır yayın yapan iki gazete, “Ahlat Selçuklu Gazetesi “ ve “Ahlat Gazetesi”  birleşerek tek gazete halinde çıkacak. Bu kararı alan Geylani Adıyaman, Erkan Olcay, Özkan Olcay, Serdar Adıyaman ve diğer arkadaşları tebrik ediyorum. Güzel bir teşebbüs. Ayrıca , “bitlispostasi.com” ve “bitlispostasi.com.tr “diye resmi bir internet sitesi kuruyorlar. 12 Ağustos 2024 Pazartesi günü faaliyete geçen sitede sadece Ahlat’ın değil, tüm Bitlis’in sesi olmaya devam edecekler. Basın bir memleketin gören gözü, duyan kulağı, uzanan elidir. Memlekette olanları onlardan duyar, olayları onların yorumları ışığında değerlendiririz. Sesimizi onlar, duyurmak istediklerimize duyurur. İsteklerimiz, dilek ve temennilerimiz onlar sayesinde muhataplarına ulaşır. Memleketin çözüm bekleyen sorunları onların kaleminde dile gelir. Bazen yetkililere methiyeler dizerler. Bazen uyarır, bazen bilgilendirir, bazen de iğnelerler. Basın aynı zamanda halkın sesi ve vicdanıdır. Bu ses, özgür olduğu ve vicdani bir sorumluluk taşıdığı zaman, toplumda barış ve huzurun oluşmasına katkı sağlar. Bu ses, muktedirler tarafından baskı altına alındığı, sansürlendiği, kendi menfaatleri doğrultusunda yayına zorlandığı ya da vicdani sorumluluktan uzaklaştığı zaman halkın sesi olmaktan çıkar. Toplumun fay hatlarıyla oynar. Kargaşa ve huzursuzluğa yol açar. Toplumsal dengeleri bozar. Kalplere kin ve nefret yükler. İntikam müessesesine dönüşür. Bu yüzden basın mensupları herkesten çok sorumluluk sahibi olmalıdırlar. Okuyucuların da, basın-yayında veya medya organlarında yer alan haber ve yorumları dikkatlice incelemelerinde ve tabir caizse kılı kırk yararak değerlendirmelerinde fayda vardır. Yoksa; Malcolm X’in dediği gibi: “Eğer dikkat etmezseniz gazeteler, mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri çok sevmenize sebep olurlar.” Ulusal veya dünya basınını izliyorsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Basın; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak bilinir. Hatta bu üçlüyü etkilemesi bakımından ele alırsanız gücünün katlanarak büyüdüğünü görürsünüz. Basının yaptığı yanlışların toplum nezdinde açtığı yaraları yılların tecrübesiyle gören akıl ve vicdan sahipleri “ Basın Ahlak Yasası” adı altında yasal dayanağı olmayan bazı ilkeler belirlemişlerdir. Bağlayıcılığı olmasa da mesleğin itibarını korumaya çalışan basın mensupları bu ilkelerden taviz vermezler. Gazete değiştiren ilkeli yazarlar yeni gazetelerinde, kişiliklerinden ve mensup olduğu tarafın değerlerinden taviz vermeden yazmaya devam ederler. İlkesizler ise geldiği yerin veya mensup olduğu tarafın değerlerini inkâr edebilir, kalemlerini, patronlarının ya da yer aldığı yeni yayın organının ideolojisi doğrultusunda kullanabilirler. Değer yargılarını sürekli değiştiren, her gittiği yerin borazanını öttüren; mesleğini, kişisel yarar için veya kamu zararına kullanan; kişi ve kuruluşlara iftira atan; yayınlanmamak kaydıyla verilen bilgileri yayınlayan kalem sahipleri, okuyucu nezdinde güvenirliliklerini ve itibarlarını kaybederler. Kiralık kalem dediğimiz bu tiplerin kira getirileri yüksek olsa da mahşeri vicdanda karşılıkları yoktur. Orada mahkûm olur, itibarları sıfırlanır. Sadece kendilerine değil, basına olan güveni de zedelerler. Basın camiasında kalıcı olamazlar. Sadece basında değil her alanda ilkeli olan insanlar – aynı düşünceleri paylaşmasalar bile- milletin gönlünde taht kurar, saygı görürler. Kazanan ve takdir edilen onlar olur. Yıllar geçse de adları unutulmaz, hizmetleriyle anılır, hayırla yâd edilirler. Basın dünyasında kalıcı izler bırakmak üzere yola çıkan idealist hemşehrilerimiz var. Yılların birikimi ve tecrübesiyle hareket ediyorlar. Seslerini daha geniş kitlelere duyurmak için güçlerini birleştirmişler. Serdar Adıyaman, Özkan Olcay, Geylani Adıyaman gibi yakından tanıdığım Ahlatlı basın mensubu hemşehrilerime, çıktıkları bu yolda başarılar diliyorum. Bundan böyle seslerinin daha gür çıkacağına; İlkeli duruşlarıyla milletin gönlünde taht kuracaklarına; Memleketin gören gözü, duyan kulağı, uzanan eli olacaklarına; Görevlerini yaparken haktan ve haklıdan yana tavır takınacaklarına; Gördükleri yanlışlıkların ve haksızlıkların üzerine cesaretle gideceklerine; Memleketin menfaatlerini kendi kişisel menfaatlerinden önde tutacaklarına; Gördükleri yanlışlıkları eleştirirken, yıkıcı değil yapıcı olacaklarına; Bütün kalbimle inanıyorum. Zaman zaman yazılarımla gazetelerine ve sitelerine misafir olacağımı belirtmek istiyorum. Haydi Bismillah!